27 Ekim 2014 Pazartesi

Bloggerlarla Kışa Merhaba

Blogger arkadaşlarım Seyhan ve Füsun'un daveti üzerine "Bloggerlarla Kışa Merhaba" buluşması için Happy Nest'de toplandık.
Seyhan ve Füsun sayesinde yeni blogger arkadaşlarımla tanıştık, kaynaştık :)
Happy Nest ekibi çocuklarımızla o kadar güzel ilgilendiler ki anneler rahat rahat sohbetlerini ettiler, firmalardan gelen yetkileri dinlediler ve açık büfede ki  yemekleri yiyip, çaylarını içtiler.
Günün sonunda anneler ve çocuklar mutlu, elimiz kolumuz da hediyelerle dolu bir şekilde oradan ayrıldık.
 Seyhan ve Füsun'u bu güzel organizasyon için tebrik ediyor, etkinliklerin devamını diliyorum. Davetiniz içinde çok teşekkürlerr :))

Çocuklarımızla dans ettiler, oynadılar, buz pistinde kaydılar, maske ve mozaik çalışması yaptılar. Bütün bunların üzerine bir de evde yapmamız için bu güzel hediyeyi verdiler. Konukseverlikleri, çocuk dostu mekanları, muhteşem açık büfesi için Happy Nest'e ve 4mturkiye'ye



Türkiye'nin ilk ve tek şeker asidi dengeleyici diş macunu (hem çocuk hem de yetişkinler bütün aile kullanabilir), birbirinden güzel kokulu duş jelleri, sıvı sabunu, mikro hassas diş macunu için Colgate ve Palmolive'e 




Sıcacık, güzel pijama takımı için Zeyland'a


Zeytinyağlı el-vücut kremi ve acı badem sütü için Bebak'a


Dikkat geliştirme seti için Gun Yayıncılık'a




Sağlıklı, doğal, organik ahşap oyuncağımız için Plantoys'a


İçinde sıcak çikolata olan küre için Atolye Luna'ya


Bu güzel tasarım defter için Paper_us'a


İçinden çeşit çeşit magnetler, çanta, baykuş, sabun çıkan bu harika sepet için Hepsienteresan'a


Çocuklarımız için bebek şampuanı, vücut losyonu bizim için de argan yağlı el kremi, ruj ve oje için Farmasiofficial'e




Sonsuz teşekkürler...

Sevgiler :))

Nüket

19 Ekim 2014 Pazar

Ödev yapma alışkanlığı nasıl kazandırılır?



Biricik Dünyam'da yayınlanan yazım: Çocuklarımıza ödev yapma alışkanlığı nasıl kazandırırız?

Okulların açılmasıyla beraber anne-baba ve çocuklar arasındaki ödev gerginliği de başlamış oldu. İşte sistemli bir çalışmayla, çocuğunuza ödev yapma alışkanlığı kazandıracak ve hayatınızı kurtaracak ipuçları:
  • Çocuğunuzun uyku ve yemek saatleri düzenli olmalıdır.
  • Çocuğunuzun ödevini yapması onun sorumluluğudur ve çocuğunuz bunu anlamalıdır. Anne ve baba çocuğun ödevlerini onun yerine kesinlikle yapmamalı ama yardımcı olmalıdır. Ödevleri anne ve babası tarafından yapılan çocuklar tembelliğe ve sorumsuzluğa alışır ve dersini de öğrenmemiş olur. Çocuğunuz ödevini yapmazsa ya da eksik yaparsa okula o şekilde götürmesine izin verin ve kesinlikle öğretmenine bunu siz açıklamayın. Öğretmenine neden ödevini yapmadığı veye eksik yaptığını çocuğunuz kendisi açıklamalıdır.
  • Çocuklarınızı ders çalışmak için zorlarsanız büyük olasılıkla size direnecektir. Bunun yerine “Bugün okul nasıl geçti?”, “Ders çalışırken sana nasıl yardımcı olabilirim?” diye sorabilirsiniz.
  • Çocukların ödev yapma zamanlarını bir rutine oturtmalısınız. Mesela okuldan  eve döndüklerinde bir süre dinlenerek atıştırmalık bir şeyler yiyebilir ve sonra ödevlerini yapabilirler . Ödevleri bittikten sonra çocuğunuzun serbest zamanı olmalı, sevdiği bir oyunu oynamalı ya da isterse arkadaşlarıyla beraber olmalıdır.
  • Ders çalışırken evde uygun ders çalışma ortamı sağlanmalı ve dikkatini dağıtacak unsurlardan çocuğu uzak tutmalıdır. Televizyon, internet, telefon, misafir ve sürekli başında bekleyen anne yada baba çocuğun verimini düşürür. Çocuklarımızın yanına ara sıra uğrayarak onları motive edebilirsiniz.
  • Ödevlerini yapmayan çocuğa hakaret etmeyin, ceza vermeyin. Ödevlerini yapan çocuğa maddi ödül vermeyin, çabasını övün.
  • Çocuğunuzun ders çalışacağı özel bir alanı olmalı ve gerekli tüm araç-gereçler temin edilmelidir.
  • Çocuğun çalışma alanının düzenli olması akademik başarıda önemli faktördür.
  • Çocuklarımızın çalışmalarını  daima takip etmelisiniz. Çocuğunuzun ödev olarak neler yaptığını sorarak gözden geçirmelisiniz.
  • Yaptığı projelerle ilgili önerilerde bulunmak için çocuğunuzdan izin istemelisiniz.
  • Ders çalışma süresini çocuğunuzun yaşına göre ayarlamalısınız. İlkokula giden bir çocuk 15 dakika odaklanabilirken, lise öğrencileri bir saatten fazla odaklanabilir. Çocuğunuza arada kısa molalar verdirerek ders çalıştırmaya devam edebilirsiniz.
  • Çocuğunuzun zihnindeki bilgiler henüz taze olacağı için, hafta sonu ödevlerini cuma günü yapması için teşvik edin.
  • Çocuğunuzu asla başka çocuklarla hatta kardeşiyle bile kıyaslamayın.

  • Sevgiler :)
    Nüket

16 Ekim 2014 Perşembe

Okula dönüş ile ilgili merak edilenleri sorduk

Biricik dünyam için Klinink Psikolog Pınar Mermer ile yaptığım röportaj...
Okulların açıldığı şu günlerde, çocuklarımızın okula başlamasıyla ilgili olarak, anne-babaların cevap aradığı bazı soruları klinik psikolog Pınar Mermer ile konuştum.
Anaokuluna başlama yaşı kaç olmalıdır ve anaokulunun faydaları nelerdir?
Okul öncesi eğitim, çocukların başka çocuklar ve yetişkinlerle birarada olması, özgüvenlerinin gelişmesi, kurallara uyma ve en çok da eğlenerek, bol bol oyun oynayarak öğrenmesi için son derece önemlidir. Okul hayatına hazırlık yapmaya erken başlamak ve tabii iyi bir hazırlık dönemi geçirmek psikolojik ve fiziksel gelişim açısından faydalıdır.
Anaokuluna gitmek istemeyen çocuklarımıza nasıl davranmalıyız?
Okula gitmek istememenin nedenleri araştırılmalı. Okul öncesi dönemde bakım veren (anne, baba, büyükanne, büyükbaba, bakıcı) kişiden ayrılma denemeleri yapılmadıysa, çok fazla içiçe kalındıysa çocuk bu ayrılığa zor alışabilir. Bazen bakım veren kişi çocuktan ayrılmakta çok zorlanır, çocuk bunu fark eder ve o kişiyi bırakmaz. Örneğin sınıf kapısına yönelen çocuk için bir anne, öğretmene “Şimdi döner o, beni bırakamaz.” derse çocuk bunu duyar ve anneyi bırakmaz. Bazen bir büyükanne içten içe torunuyla evde olmaktan öyle memnundur ki, okula gitmesi hayatının anlamının kaybolması gibidir. Bu nedenle çocuğun özgürleşmesine izin veremiyor olabilir. Bazen de evde huzursuz bir ortam, mutsuz kişiler olması, evde ilginç bir misafir veya annenin ilgileneceği bir kardeş olması okula gitmeyi zorlaştırır.
Yaz tatilinden çıkıp okullarına geri dönen çocuklarda bir bocalama görülüyor. Çocuğumuzun okula uyumunu nasıl kolaylaştırırız?
Bazen birinci sınıftansa ikinci sınıf başlangıcında, uzun bir hastalık dönemi sonrası veya birkaç günlük  tatil sonrası okula uyum sorunları yaşanabilir. Çocuğu okul başlamadan hazırlamak, okulda ortamının iyi olduğundan emin olmak, evde de çocuğun kendine yetebilmesi, kendi kendine kalabilmesi için çalışmalar yapmak iyi gelebilir. Bir oyun terapisti olarak oyunu tavsiye edeceğim. Çocukla mutlaka okul-öğretmen-öğrenci oyunları oynanmalı. Bu oyunları tamamen çocuğun yönlendirmesine izin vermeli. Çocuğun oyunda verdiği mesajları iyi değerlendirirsek onun hem rahatlamasını sağlarız, hem de asıl sıkıntısının ne olduğu hakkında fikrimiz olur.
Okula ilk defa başlayacak çocuklar için, bazı kaynaklarda, çocuğu okula bırakıp kısa bir veda seremonisinden sonra uzaklaşma, bazı kaynaklardaysa çocukla bir müddet okulda beraber olduktan sonra ayrılma öneriliyor. Sizce hangisi doğru?
Çocukla okulda uzun uzun kalmayı da, çok kısa vedaları da önermem. Her aile ve çocuk farklıdır. Bazı çocuklar için birkaç gün daha okulda kalmak, her seferinde ayrılık süresini biraz daha uzatmak işe yararken, bazılarında hızlı bir geçiş daha sağlıklı olur. Bazı okullar kapıyı kapatıp çocukların uzun uzun ağlamasına aldırış etmeden anneyi dışarıda bekletiyor. Bu bana doğru gelmiyor. Ancak bir yandan çocuk artık hazır, anne gitmek istemiyorsa, bu durumda anneyi cesaretlendirmek gerekebilir.
Ders çalıştırmada ebeveynlerin yaklaşımı nasıl olmalıdır?
Ödevler ve dersler çocuğun sorumluluğundadır bunu unutmayalım. Eğer okuldan çocuğun yapamayacağı ağır ödevler geliyorsa bunu tartışabilirsiniz. Bir ebeveynin öğretmen rolü alması ilişkiyi çok zorlar. Çocuklarımıza masa başında oturmayı, verilen sorumluluğu yerine getirmeyi zaten zamanla öğretmişizdir. Şimdi bunu ara ara takıldığı yerlerde yardım ederek okula uyarlama zamanı… Ancak çocuğumuzun her ihtiyacını biz giderdiysek ve hala çantasına defter ve kitabını biz yerleştiriyorsak burada bir sıkıntı olabilir. Önce birlikte yapmayı öğretip, sonra tek başına bir şeyler yapması için yüreklendirmeli.
Birinci sınıfa erken başlamak başarısızlığa neden olur mu? Çocuklarımıza okul olgunluğu testi yaptırmalı mıyız?
Birinci sınıfta erken başlamayı önermiyorum. Çocuklar okul öncesi dönemde ne kadar oyun oynarsa o kadar iyi. Okula olması gerekenden erken başlayınca, okul beklentilerini karşılayacak fiziksel, zihinsel, psikolojik, sosyal gelişimleri tamamlanmamış oluyor. Okul olgunluğu testleri uygulanabilir. Bence duygusal olgunluk hepsinden önemli. Erken okula başlamak eskisi gibi tercih edilen birşey değil. Çocukların gereksiz baskı altında olmasına, kendilerinden beklentinin yükselmesine sebep olabiliyor.
Çocuğumuza okul seçerken nelere dikkat etmeliyiz?
Okul seçerken bir zorbalık politikaları var mı? psikolojik danışmanlardan yardım alınıyor mu? öğretmenler eğitimlere tabi tutuluyor mu? disiplin politikaları nasıl? çocukları birey olarak kabul eden bir sistem mi, yoksa sınav sistemini baz alan bir sistem mi uyguluyorlar? iyi araştırılmalı. Bunların üstünde durmamın sebebi, bir okulda çocuk psikolojisi ön plandaysa, çocuğa değer veriliyorsa, o okulun iyi bir okul olma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünmem. Bazı okullar çok yüksek ücretler talep ediyor. Ancak disiplin anlayışları yüz yıl önceden kalma ve çocukların baskı altında olması gerektiğini savunabiliyorlar. Baskı altında bir çocuk öğrenemez, başarılı olamaz. En fazla ezberler ve tesadüfi başarılar elde eder, ancak, psikolojik olarak sağlıklı bir yetişkine dönüşemez.
Pınar hanım’a  bize zaman ayırdığı ve bilgilendirdiği için çok teşekkür ediyorum…

Sevgiler :))
Nüket
Pınar Mermer Hakkında:
Klinik Psikolog Pınar Mermer, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunudur. Klinik Psikoloji uzmanlığını Bilgi Üniversitesi’nde tamamlamıştır. Farklı özel hastane ve danışmanlık merkezlerinde anne, baba, çocuklar ve gençlerle çalışmalarını sürdürmüştür. Uzmanlık alanları anne bebek terapisi, hamile ve doğum sonrası danışmanlığı, çocuklarla oyun terapisi, bebek ve çocuk gelişim takibi, farklı gelişen çocuklar ve anne baba eğitim ve danışmanlığıdır. Yavaş Ebeveynlik isimli bir kitabı vardır.

13 Ekim 2014 Pazartesi

Çocuk Beslenmesi



Biricik Dünyam için yazdığım çocuk beslenmesi hakkındaki yazım.
Sağlıklı ve dengeli beslenmek özellikle çocuklukta çok önemlidir. Pek çok hastalığın temelinde dengesiz beslenme ve kötü beslenme alışkanlıkları yatar. Sağlıklı ve dengeli beslenme öğrencilerin sosyo-duygusal gelişimi, akademik başarı ve öğrenmeleri için çok önemlidir.
Çocuklarınıza küçük yaşlardan itibaren mutlaka kahvaltı alışkanlığı kazandırmalıyız. Kahvaltı yapmayan çocuklarda, büyüme ve gelişme çağında oldukları için, fiziksel gelişimleri ve zeka gelişimlerinin olumsuz yönde etkilendiği görülmektedir.
Çocuklarımıza yemek hazırlarken sunuma da önem vermeliyiz. Yemek yemeyi çocuklarımız için eğlenceli bir hale getirmek için, değişik tabaklardan ve çatal, bıçaklardan yararlanabilir, yemeği tabağa çocuğunuzun da seveceği bir şekil oluşturarak koyabilirsiniz. Biz büyükler nasıl önümüze ezilmiş, lapa olmuş, karman çorman konulmuş bir tabaktan hoşlanmazsak, çocuklarımızın da estetik zevki olduğunu unutmamalıyız.
Çocuğumuz dengeli beslenme için 4 besin gurubunu her öğünde düzenli olarak tüketmelidir.
  • Süt ve süt ürünleri gurubu
  • Et-yumurta-kurubaklagiller
  • Sebze-meyva gurubu
  • Ekmek-tahıllar gurubu
  • Çocuklarımıza okulda hazır paket yiyecekler ve zararlı içecekler yerine sağlıklı hazırlanmış beslenme çantaları hazırlamalıyız.
  • Beslenme çantasında bu dört besin gurubundan seçilerek hazırlanması dengeli beslenme için çok önemlidir.
    İçecek olarak ise; su, ayran veya evde yapılmış meyva suyu koyabiliriz.
    Çocuklarımızın çantasına ara öğün için, ceviz, fındık, fıstık, meyva ve evde yapılmış kek koyabiliriz.
    Siz de benim gibi çocuklarınıza kahvaltıda ne yedireceğinizi düşünüyorsanız size bir kaç kahvaltı örneğimizi paylaşmak istiyorum. Bunlar Derin’e yedirebildiklerim, çünkü ağzına beyaz peynir ve zeytin koymadığı için benim işim çok zor oluyor. Çocuklar sürekli aynı şeyleri yedikleri zamanda sıkılıyorlar sürekli değişiklik istiyorlar, siz de böyle sorunlar var mı?
    • Kaşar peynirli tost
    • Yumurtalı ekmek
    • Beyaz peynirli :) omlet
    • Ev yapımı peynirli veya sebzeli börek
    • Ev yapımı peynirli poğaça
    • Tahıl ekmeği üzerine tahin-pekmez karışımı
    • Yulaf, fındık,ceviz, meyve, süt karışımı
    • Pancake-bal
    • Ev yapımı meyveli, kuruyemişli kek
    • Haşlanmış yumurta, domates, salatalık, 1 dilim buğday ekmeği
    • İçecek olarak: süt, bitki çayı, ev yapımı meyva suyu, taze sıkılmış portakal suyu
    • Çocuklarımızın beslenmesinde biz anneler büyük görev düşüyor.
      Lütfen üşenmeyelim, çocuklarımıza paketlenmiş yiyecek ve içecekler vermeyelim.
      Ev yapımı her zaman en sağlıklısı ve ekonomik olanıdır.
      Sevgiler :)
      Nüket

11 Ekim 2014 Cumartesi

Çocuk ve oyun


Biricikdünyam için yazdığım yazı: Çocuk ve oyun
Çocuk için oyun; yaratıcılık ve hayal gücünün kilididir. Okuma, düşünme, problem çözme becerilerinin yanı sıra motor becerilerini de geliştirir ki bu da öğrenme için temel oluşturur. Çocuğun dili oyundur ve oyun oynayarak çocukları eğitebiliriz.
Dünyaya geldikleri ilk günden itibaren dış dünyayı tanımaya çalışan çocuklarımızın, zihinsel ve bedensel gelişimlerini oyun ile desteklememiz gerekir. Çocuğumuzun gelişimi için onunla sık sık oyun oynamalıyız. Çocuklar öğrenmek için doğmuşlardır, onların olağanüstü bir öğrenme sistemleri vardır.
Oyun çocuk için ciddi bir iştir ve biz ebeveynlerin oyunu ciddiye alması gerekir. Çocuklar soru sormaya meraklıdırlar, bazen bu yönleri bizi çok zorlasa da çocukların sorularını sabırla cevaplamalıyız.
Çocuklar oyun oynarken özgür bırakılmak isterler. Oyunda kuralları çocuklar koyar ve onlar ne derse o olur :)
Çocuklar kurdukları oyunlarda büyüklerini taklit ederler, bu nedenle çocuklara iyi örnek olmalıyız.
Çocuklar oyun oynarken farkında olmadan öğrenirler, çocuğumuzu başka çocuklarla sık sık bir araya getirmeliyiz. Çocuklar bir arada oynarken işbirliği kavramını da öğrenir. Çocuklar oynarken düşünür, deneyim kazanır ve deneme-yanılma yoluyla öğrenirler.
Çocuklara oyuncak alırken, oyuncağın çocuğun yaşına uygun olmasına dikkat etmek gerekir. Pahalı oyuncaklar yerine çocuğun hayal gücünü kullanabileceği oyuncaklar seçilmelidir. Pilli ve ses çıkararak hareket eden oyuncaklar çocukların yaratıcılığını kullanmalarını engeller. Çocuklar evdeki her türlü malzemeyi oyuncak olarak kullanabilirler. Evlerimizdeki atıkları, işe yaramayan malzemeleri ( karton kutu, teneke kutular, şişe kapakları, kese kağıtları, pet şişeler, kurdeleler, kumaş parçaları, eski dergiler) kullanarak hayal güçleri ile çeşitli oyunlar oynayabilirler.
Çocukların yaratıcılıklarını desteklememiz için, çocuklarımızın ulaşabilecekleri yerlere boya kalemleri ve kağıtlar koymalıyız. Çocuklar kağıt dışında duvarları da boyamayı çok severler ve bütün çocuklar bunu bir kere dener. Ben buna; kızımın odasındaki bir duvarı kağıtla kaplayarak çare buldum. Bunu yapmadan önce tabi ki odasının duvarına benim resmimi yapmıştı… Siz de bunu deneyebilirsiniz, duvardaki kağıdı boyayarak çok eğleniyorlar. Hem daha sonra kağıt dolunca yenisiyle değiştirip eskisini saklayabiliyorsunuz.
Çocuklarınızın sorumluluk duygusunu geliştirmek için, ev işlerinde onlara çeşitli görevler verebilirsiniz. Mesela toz alabilirler, kirli çamaşırlarını kirli sepetine atabilirler ya da sofrayı hazırlamanıza yardım edebilirler.
Çocuklarınızla beraber mutfağa girerek kek, kurabiye, sandviç, salata türü yemekleri beraber hazırlayabilirsiniz. Kendi yaptıkları bu yiyecekleri yemekten ve iltifat almaktan çok hoşlanırlar.
Biliyorum ki hepinizin çocukları sürekli “Anne oynayalım! Baba oynayalım!” diye peşinizden koşturuyor. Eğer oyun oynamanın çocukların dünyasında ne kadar büyük bir önem ve yere sahip olduğunu kavrayabilirsek aynı oyunları tekrar tekrar bıkıp usanmadan oynamak için kendimizde ekstra bir güç bulabiliriz. Bu nedenle ne kadar meşgul olursak olalım çocuklarımızla oynamak için her zaman vakit yaratalım.
Sevgiler :)
Nüket
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

ShareThis